40'ını Aşmak...
Hayata bir
kadın olarak bakmak çok güzel, hele de 40 yaşını aşmışsanız. 30’lu yaşlarımda
bir kadının en güzel zamanlarının 40’lı yaşlar olduğunu söylediklerinde bir
anlam veremezdim. Şimdi ne demek istediklerini çok iyi anlıyorum.
40’lı
yaşlarınıza geldiğinizde zaman içinde biriktirdiğiniz incecik zevkleriniz
oluyor. Güzel bir kitap, iyi bir yemek, muhteşem bir manzara ve kaliteli
müzik veya film hayatın en keyifli anlarını oluşturuyor. Öyle yüksek sesle
müzik dinlemek, bağırtılı çağırtılı kalabalık yerler artık eskisi kadar ilgimi
çekmiyor. Hafif bir müziğin eşlik ettiği sakin bir ortamdaki dost sohbetlerinin
tadını hiçbir şeyde bulamıyorum.
Bir mağaza
ya da kuaförde geçirdiğim uzun zamanlar beni sıkıyor ve vakit kaybı gibi
geliyor. Şatafatlı kıyafetler, abartılı takılar artık ilgimi çekmiyor. Fiziksel
olarak daha sade ve iddiasız olmayı tercih ediyorum.
Ne mutsuzken
mutlu olmaya çalışıyorum ne de işler yolunda gitmediğinde, her şeyin yolunda
olduğuna inandırmaya çalışıyorum kendimi. Her ne yaşıyorsam onun içimden geçip
gitmesine izin veriyorum. Engel olmuyorum, müdahale etmiyorum, direnmiyorum.
Oradaki öğretiyi anlamaya ve öğrendiklerimi hayatımın geri kalanına uygulamaya
çalışıyorum. Her ne yaşıyorsam bir benzerini başkalarının da yaşadığını biliyorum,
bu yüzden yaşadıklarımı dramatize etmiyor ve kendime acımadan kabullenmeyi
seçiyorum. Biliyorum ki hissettiğim tüm bu acılar ve hüzün geçecek…bundan
öncekiler nasıl geçtiyse bu da geçecek…
Huzurum ve
mutluluğum haklı olmamdan çok daha önemli artık. Kimsenin beni onaylamasına
ihtiyaç duymuyorum. Hatalı olabilirim, haksız olabilirim, yanlış yapabilirim…bu
benim en doğal ve insani hakkım. Yanlışlarımla yüzleşebiliyor ve sonuçlarının
sorumluluğunu üstlenebiliyorum. Kimseyi suçlamıyor ve yargılamıyorum. Tüm
enerjimi sorunlara değil çözümlerine yönlendiriyorum artık. Şikâyet
etmeyi, kin ve intikam duygularını hayatımdan çıkardım.
Sevdiklerim
için fedakârlık yapıyorum ama feda etmiyorum kendimi, onlara bağlıyım ama
bağımlı değilim, sabrediyorum ama katlanmıyorum artık. Kendimi kandırmadan
yaşamayı öğrendim, bağımlı olmadan sevmeyi, hayatı hiç bitmeyecekmiş gibi
yaşamayı ama bir gün biteceğini kabul etmeyi, suçlamadan eleştirmeyi, ısrarcı
olmamayı, hiçbir şeyi kişisel algılamamayı öğrendim.
İnsanlar
konusunda daha az, fikirler konusunda daha çok meraklıyım artık. Herhangi
birinin bana ters gelen bir davranışı veya fikri karşısında onu yargılamak
yerine, nasıl böyle düşündüğünü ve niçin bu şekilde davrandığını merak
ediyorum. Yaşanmışlıkların insanın kararlarını ve hayatlarını nasıl
etkilediğini gözlemliyorum.
Sabrımı hak
etmeyen insanlara sabır göstermiyorum. Aynı şekilde boş muhabbetlere
ve dedikodulara da katlanamıyorum. Sürekli geçmişinde yaşayan ve geçmişine sıkı
sıkı tutunan insanlar beni boğuyor.
Kendimi her zaman
ve her yerde özgürce ifade edebiliyorum. Kendimi olduğum gibi seviyor ve kabul
ediyorum. Kendi değerimi kendim belirliyorum. Bir başkasının beni değerli
hissettirmesine ihtiyaç duymuyorum. Aynı şekilde bir kadın olarak
sahiplenilmeye de ihtiyaç duymuyorum. Hayatımın senaristi, yönetmeni ve başrol
oyuncusu benim. Jönler ve figüranlar ise benim isteğim doğrultusunda değişir.
40’ından
sonra hayat, soyadının ne olduğu, kocanın ya da sevgilinin kim olduğu, evli mi
bekar mı, çocuk sahibi olup olmadığın değildir. Hayat, sahip olduğun ev,
araba ve iş de değildir. Mezun olduğun o havalı okullar da değildir.
Hayat kimi, nasıl sevdiğindir. En önemlisi kendini ne kadar ve nasıl sevdiğin
ve kendin için neler hissettiğindir. Hayat, huzur, neşe, sevgi bulduğun bir insanı
tüm engellere rağmen sevmeye cesaret etmektir. Hayat her şeye rağmen,
koşulsuzca sevmek ve sevilmektir. İnsanların sahip oldukları maddi
servetleri ve değerleri değil, saf benliklerini, kartvizitsiz gerçek
kimliklerini, ruhlarını olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi,
başkalarının hayatlarını da karşılıksız olarak olumlu yönde etkilemek ve iz
bırakmaktır. Farkındalık yaratabilmek, yol göstermek ve kılavuz
olabilmektir.
Zamanın
sessiz ve bu sinsi etkilerini seviyorum. Çünkü şekillendirdiği bu kadını
seviyor ve zamanla kime, neye dönüşeceğimi merak ediyorum. Belki daha çok
yaş almış ama daha farkında ve duyarlı…. O yüzden çok daha güzel ve
çekici…
Hayata ve
ortak bilince katkısı olması dileğiyle…
Ne Haliniz
Varsa Gülün…
Sevgilerimle…
Yorumlar
Yorum Gönder