Bozuk Y Kromozomu
Biz kızlar kendi aramızda "Adamlar Madam olmuş" deriz ya, işte bu yazıda bir erkeğin nasıl ve neden dişileştiğini öğreneceksiniz.
Kadın-erkek hepimizde hem dişil (kadın) hem de eril (erkek) enerjiler
bulunur. Hepimiz bu enerjiler ile yaratılmışızdır ve içgüdüsel olarak içimizde
taşırız. Bu enerji oranları kişiliğimize, sosyal çevremize ve hayat
şartlarımıza göre değişkenlik gösterir. Örneğin bir erkeğin eril enerjisi %70
ise dişil enerjisi %30 dur. Aynı şekilde bir kadının dişil enerjisi %60 ise
eril enerjisi %40 dır.
Bilimsel açıdan baktığımızda da kadın kromozomları XX olarak, Erkek
kromozomları ise XY olarak temsil edilir. Aynı şey Uzakdoğuda Yin-Yang
felsefesi olarak adlandırılır ve günlük yaşamımızdaki her şey eril ve dişil
enerjiler içerir.
Eril enerji; hareketi ve olayları başlatandır. İlk adımı
atan, sorumluluk alan, kendine güvenen, cesur, araştıran, kendini ortaya
koyabilen taraftır.
Doğrusal, analitik, stratejik ve pratiktir. Analitik düşünmek, başlamak,
rekabet etmek, ilerlemek, dışa dönük olmak, sol beyin, vermek, organizasyon,
mantık, zorluk, mücadele, savaşma, üretim, sabırsızlık ve somut şeyler eril
enerjinin alanıdır.
Dişil enerji ise duygusal, yaratıcı ve sezgisel
tarafımızdır. Dişil enerji yaratıcı enerjinin kaynağıdır. Aynı zamanda bilge ve
en derin tarafımızdır. Güvenilirlik, sezgisel tarafımız, desteklemek, durağan
olmak, almak, sağ beyin, uyum sağlamak, kavramak, içgüdüsellik, hissetmek,
sabırlı olmak, beslemek ve soyut şeyler dişil enerji alanıdır.
Dişil enerji alır ve kabul eder. Eril enerji ise verir ve akıtır. Cinsel
organlar ve cinsel birleşmenin temelini de bu oluşturur. Kişide eril ve dişil
enerjilerin dengede olmaması pek çok sorunu beraberinde getirir. Mesela eril
enerjisi çok yüksek bir erkek şiddet eğilimli olur. Bugün gazetelerde
okuduğumuz kadın ve töre cinayetlerinin temelinde çok fazla aktive olmuş eril
enerji alanı vardır.
Günümüzdeki kadın-erkek ilişkilerindeki sorunların kaynağı da işte bu eril
ve dişil enerjilerin dengesizliğidir. Modern hayatta kadının "ben güçlüyüm
kimseye ihtiyacım yok" inancı, kadının içindeki eril enerjiyi normalin
üstünde aktive eder ve kadını duygusal olarak boşluğa düşürür. Çünkü bu durum
kadının doğasına aykırıdır. Kadın ne kadar güçlü olursa olsun bir erkekte
aradığı tek özellik, erkeğin gücü ve korumacı tavrıdır. Kadın erkeğin yanında
kendini güvende hissetmek ister.
Günümüzde ise erkeği erkek yapan bu tarz özellikler, modern hayatlarla
birlikte zaman aşımına uğramış ve şekil değiştirmiştir. Yani zaman içinde
erkeği erkek yapan Y kromozomunun genetik kodları bozulmuş, dolayısı ile
alışkanlıkları ve davranışları da değişime uğramıştır. Erkek, doğasında olan
VERMEYİ bırakıp, dişil enerji alanı olan ALMAYA odaklandığında dişileşmiş,
kadının içindeki enerji dengesini bozarak, kadının da erilleşmesine sebep
olmuştur.
Kadın doğası gereği mevcut şartlara erkeğe göre daha kolay uyum sağlayan bir
organizmadır. Eğer kadın yalnız yaşıyorsa erilleşmesi çok normaldir. Çünkü
hayatta kalabilmesi için eril yanını güçlendirmesi gerekir. Hayatına bir erkek
girdiğinde ise geliştirdiği eril yanını uyutup aslında bir dişi olduğunu
hatırlamalı ve ya hayatındaki erkek tarafından hatırlatılmalıdır. Fakat
günümüzdeki erkeklerin bozulmuş Y kromozomları, birlikte olduğu kadının
dişileşmesine izin vermez. Bozuk Y kromozomlu erkekler, yanlarındaki kadının
sürekli güçlü, iş bitirici, atak ve her konuda becerikli olmasını isterler.
Böylece erkeğin doğasında olan savaşmak, üretmek ve sorumluluk almak gibi eril
duyguları, kadının üzerine yıkarlar ve bu yolla yüklerini hafifletirler.
Eğer birlikteliği olan bir kadın, yanındaki erkeğe rağmen fazla eril enerji
taşıyorsa bunun sebebi karşısındaki erkeğin fazla dişil enerjili olmasıdır.
Çünkü kadın doğası gereği ortama uyum sağlayacağından, dişil enerjili bir
erkeğin yanında mecburen erilleşecektir. Eril enerjili işleri kadından bekleyen
bir erkeğin, dişil enerjisi normalin üzerinde aktiftir. Dolayısı ile böyle bir
erkek ile birlikte olan kadın, mecburen karşısındaki erkeğin eksikliğini, kendi
içindeki eril tarafı ile tamamlayacaktır. Çünkü tüm evren, denge üzerine
kurulmuştur ve evren boşlukları sevmez.
Normal bir erkek kadından kendisine güvenmesini ve kadının güvende
hissetmesini istemelidir. Fakat günümüzde Y kromozomu bozulmuş erkek profilini
incelediğimizde, erkeklerin büyük oranda kendilerine güven problemi yaşadığını
görüyoruz. Dolayısıyla kendine güvenmeyen bir erkek, kadına da kendini güvende
hissettiremez. Bir erkek, kadını fiziksel ve duygusal olarak tam anlamıyla
doyurursa yani zihniyle, zekasıyla ve ruhuyla kadını fethederse, kadın da
erkeğe dişi tarafını gösterecektir. Yani ne kadar gerçek erkek, o kadar gerçek
kadın.
Çuvaldızı erkeklere batırdık ama iğneyi de kendimize batırmamız lazım.
Bizler kadın olarak karşımızdaki erkeğin erilleşmesine ne kadar izin veriyoruz?
Bizim dişil enerjimiz ne kadar güçlü? Mini etek ve topuklu ayakkabı giyip,
kırmızı ruj sürmekle dişi olunmaz. Sadece daha estetik görünürsünüz. Dişil
enerji içermenin cazibe ve seksapalite ile ilgisi yoktur. Dişil enerjiden
kastımın ne olduğunu anladığınızı düşünüyorum zira yukarıda uzun uzun
açıkladım.
Gözlemlediğim kadarı ile bütün kadınlar hayatlarındaki erkek ile yarış
halindeler. Eşinizle veya sevgilinizle sidik yarıştırmayı bırakın. Özel
hayatınızda bırakın onlar kazansın. Onların kendilerini güçlü hissetmelerine
izin verin. Bırakın onlar sizi fethetsin, onlar sizi istesin, onlar sizi baştan
çıkarsın ve peşinizden koşsun. Çünkü bu onların doğasında var. Onlar bu dünyaya
avcı olarak geliyor. Eğer bir erkek tüm bunları sizi istediği halde yapmıyorsa
avlanma yetisini kaybetmiş yani Y kromozomu bozulmuş demektir :) Fethetmek ve
kuşatmak bir erkeğin doğasında vardır. Bu hayvanlar aleminde bile böyledir. Bir
erkek için hayat ve kadın aynı şeydir.
Etrafımdaki evli-bekar tüm kadınların hayatını inceliyorum da her işi
kadınlar hallediyor ve hep kadınlar hayatlarından, zamanlarından ve
kendilerinden veriyor. Kadın sürekli olarak eril enerji alanı olan vermeye
odaklandığında, erkeğin enerji dengesi de bozulmaya başlıyor. Dişil enerjinizin
yükselebilmesi için dengeli bir biçimde almaya başlamanız gerekiyor. Biri bize
hediye verdiğinde veya iltifat ettiğinde bile utanıyoruz “Yok canım!” diyoruz.
Teşekkür etmek, onore olmak aklımıza bile gelmiyor. Veya o kadar çok
seviniyoruz ki erkek de şaşırıyor. "Vayy be ben ney mişim be" diyor
ve yaptığının çok farklı olduğunu düşünüyor. Halbuki erkeğin yaptığında bir şey
yok, çok normal, anormal olan kadının abartılı sevinç gösterisi...Evlenme
teklifi aldığı için mutluluktan ağlayan kadınlar gördüm ben:)
Kadın olarak alma-verme dengesini iyi oturtmamız, alıp kabul etmeyi
(iltifat, hediye, yardım, fikir vs) öğrenmemiz gerekiyor. Eğer bunları
hayatınızdaki erkekten rahatça alamıyorsanız dişil enerjinizde bir sorun var
demektir. Veya erkek size bunları vermekte zorlanıyorsa onun da eril enerjisinde
bir sorun var demektir.
Sonuç olarak hayatımızdaki bütün ilişkilerin dengede olması için eril ve
dişil enerjilerin de dengede olması gerekir. Kadın "Kadın" gibi,
erkek de "Erkek" gibi olursa tüm ilişkiler dengede olur. Biz kadınlar
“Ben yaparım, ben ederim, ben hallederim!” tavrında, burunlar havada gezmeye
devam ettikçe, erkeklerin bozulmaya başlayan Y kromozomları, yakın gelecekte
hiç olmayacak ve sonunda hepimiz aynı cinsten olacağız. Erkekleri koruma altına
almalıyız çünkü soyları tükenmek üzere:)
Son bir uyarım daha olacak. Eğer bozuk Y kromozomlu bir erkek ile
karşılaşırsanız arkanıza bakmadan kaçın. Bir kadının başına gelebilecek en kötü
şey, eril enerjisi dengesiz bir erkektir. Fazlası yıkar ve ezer geçer, azı ise
bir ömür sizi yer bitirir. Size kendinizi kadın gibi hissettirmeyen hiç bir
erkeği gönlünüze almayın. Sakın ola ki genetiği bozulmuş bir erkeği düzeltmeye
çalışmayın. Ve rica ederim bu adamların üremesine izin vermeyin. Olur da erkek
çocuğunuz olursa Y kromozomunu babasından alacağını unutmayın.
Hayata ve Ortak bilince katkısı olması dileği ile...
Ne Haliniz Varsa Gülün...
Sevgiler....
Yorumlar
Yorum Gönder