Aşkı Unutup Meşke Dalanlar...
Kadın-Erkek ilişkilerindeki tutku, insanda kafa karışıklığı yaratan bir ikilemdir. Bazen tutkulu bir ilişkinin içinde bulursunuz kendinizi ama sosyal çevrenizi paylaşamazsınız çünkü statüleriniz (kariyer, maddi imkanlar, yaş, eğitim, aile,din gibi) eşit değildir. Bazen ise ilişkinizi gönül rahatlığı ile sosyal çevreniz ile paylaşırsınız ama bu ilişkinin içinde ne tutku vardır ne de aşk…
Peki hangisi daha önemlidir? Tutkulu ama sosyal çevrenizi
paylaşamadığınız bir ilişki mi yoksa gönül rahatlığı ile sokağa çıkabildiğiniz
ama içinde tutku, aşk ve sevgi barındırmayan göstermelik bir ilişki mi? Gönül
istiyor ki hepsi bir arada olsun ama bazen olmayınca da olmuyor:) Gönlünün
istediğini beynin/sosyal çevren kabul etmiyor, beyninin/sosyal çevrenin kabul
ettiğini gerçek sen yani gönlün çekmiyor. Yaşadığımız toplumun bize dayattığı
ahlaki değerler ile doldurulmuş olan beynimiz, otomatik olarak mantıklı olanı
seçiyor ama kalbimizi yöneten, bilinçaltımızdan gelen, herkesin duymayı
beceremediği o cılız-incecik iç sesimiz ise aşkı seç diye bağırıyor.
Aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık misali ne tarafı
seçeceğiniz tamamen sizin, hangisini daha çok önemsediğinize bağlı:) İşte bizi
diğer canlılardan ayıran tek özelliğimiz olan özgür irademizi en doğru şekilde
kullanmak, hayatımızı hatta kaderimizi değiştiriyor. “Nasıl oynayayım ustam?”
deyip ne yapacağınızı bilemeden kendinizi çaresiz de hissedebilirsiniz tabi:)
Doğru kişiyi bulacağım ve toplum huzurunda temiz kalacağım diye bir ömür aynı
durakta bekleyip hayatı kaçırabilir veya “kirlenmek güzeldir” deyip yola devam
edebilirsiniz:)
Kimileri ile aşkı unutup meşke dalarken, kimileri ile meşki
unutup aşka dalMIŞ gibi yapabilirsiniz:))) Aşkı bulamayanların sayısı günümüzde
çok fazla olmasına rağmen bulup da kıymetini bilemeyenlerin bolca olduğu bir
toplumda yaşadığımızı da unutmayın. Aşka ve ilişkiye toplum olarak bakış
açımızı değiştirmediğimiz sürece aşkı hissetmeden meşk yapan bir toplum olmaya
da devam edeceğiz. Ben toplumsal bilinç değişimlerinin bireysel değişim ile gerçekleşeceğine
inananlardanım. O yüzden toplumu suçlayıp kenara çekilmek yerine önce kendi
bakış açımızı değiştirmeliyiz. Sen değişirsen dünya değişir.
Toplumun bizlere öğrettiği ahlaki değerlerimizi gözden geçirip
hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu analiz etmeli ve zamanın ruhuna
uygun olmayanları ayıklamalıyız. Dini ve mezhebi sizinkinden farklı diye,
kariyeri sizinle aynı değil diye, maddi kaynaklarınız eşit değil diye görmezden
geldiğiniz pek çok kişi belki de sizin gerçek aşkınızdır. Aşkın karşınıza hangi
kılıkta çıkacağını bilemezsiniz.
Kimin
söylediğinden emin olamadığım (Marilyn Monroe, Sharon Stone veya Pamela
Anderson) ve çok anlamlı bulduğum bir söz var. “Yaşadığım
bunca ilişkide ya çok eğlendim ya da çok güzel seviştim. Ama asla ikisi bir
arada olmadı.”
Her heyecan duyduğunuzu aşk ile karıştırmadan gerçek aşkı
bulduğunuza inanırsanız, ne pahasına olursa olsun onu kaçırmayın. Çünkü aşk
gerçekse meşk mutlaka vardır. Aşkın olmadığı yerde meşk olmaz. Sadece meşkin
olduğu yerde ise aşk barınamaz. Lütfen şu soruları kendinize sorun ve cevabını
almadan bırakmayın yakanızı.
*Ailenizin, çocuklarınızın ve çevrenizin mutluluğu sizin
mutluluğunuzdan daha mı önemli?
*Hayatınızın efendisi siz misiniz yoksa çevreniz mi?
*Sizin mutluluğunuz neye bağlı?
Hayata ve Ortak bilince katkısı olması dileği ile…
Ne Haliniz Varsa Gülün…
Yorumlar
Yorum Gönder