Aşk Yine de Aşk
Geçen akşam iki arkadaşımla, bahçemde yaz bitmeden keyifli ve uzun uzun sohbet etme fırsatı yakaladık. Tabi ki mevzu kadın-erkek ilişkilerine döndü. Bir kadın olarak erkek arkadaşlarımla bu konuyu konuşmayı çok seviyorum. Her iki taraf da birbirlerinden farklı bakış açıları yakalıyor. Kadın erkek ilişkilerinde affetmekten tutun da güvenmeye ve sevgi kalitesine kadar geniş bir yelpazede sohbet ettik. Yelpazenin de maşallahı varmış, açıldıkça açıldı:)
Gecenin
sonunda ise beyler tezimi kabul etmek zorunda kaldılar;
“Kadınlar
kafalarına koyduklarını, Erkekler ise işlerine geleni yapıyorlar.”
Biten
ilişkilerin veya evliliklerin ardından bir taraf diğerinden daha fazla zarar
görüyor. Biri hep daha fazla üzülüyor. Birbirimizi suçluyoruz ama ilişkinin
bitmesine biz izin veriyoruz, çünkü vazgeçiyoruz. Gel gör ki karşı tarafı
bir türlü affedemiyoruz çünkü aslında kendimizi affedemiyoruz. Kendimizi
affettiğimiz zaman karşı taraf umurunuzda bile olmuyor. Kimseyi affetmek
zorunda değilsiniz ama kendinizi affetmek zorundasınız. Aksi takdirde
özgürleşemiyorsunuz. En zor olanı ve uzun zaman alanı insanın kendisini
affetmesidir. Kendinle yüzleşmek, hatalarını görmek ve kabul etmek zordur.
Çünkü tüm bunları fark etmek değişmenizi gerektir. Ve kimse değişmek
istemez…Bunları başardığınız takdirde kendinize olan öfkeniz geçecek ve diğer
kişinin hayatınızda bir anlamı olmayacaktır.
Diyelim ki
kendinizi affettiniz ve yeni bir ilişkiye hazırsınız. Yeni bir ilişkide güven
problemi yaşama ihtimaliniz yüksek bir olasılık. Hayatınıza girmeye çalışan
yeni birine sürekli gardınızı alırsınız ve güvenli modda devam etmek
istersiniz. Yine aynı şeyleri yaşamaktan korkarsınız. Halbuki karşı
tarafın bu konuda hiçbir suçu yoktur. O ne yaşadığınızı bilmez bile…. Ama biz
biliyoruz ve eski hatalarımızdan dersimizi alıp yeni başlayan bir ilişkiyi daha
kolay yönetebiliyor olmamız gerekiyor. Herkes benzer şeyler yaşıyor ve hepimiz
birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Her şeyi bizzat kendimiz
deneyimleyemeyiz. Bazen başkalarının yaşadıkları da bize kılavuz olabilir.
Dostlarımızın yaşam tecrübelerinden kendimize de pay çıkartabilmeliyiz.
Böyle
durumlarda güven duygumuzu karşı tarafta değil kendi içimizde aramalıyız. Bu
durumu yönetebileceğimize güvendiğimizde her şey daha kolay olacak. Kendi
özümüze güvenmezsek karşımıza çıkan hiç kimseye güvenemeyiz. Güven duygusunu
partnerimizden değil kendimizden almalıyız. İhanete uğramış veya birtakım
yalanlarla kandırılmış olmanız sizin ile ilgili değil karşı taraf ile ilgili
bir durumdur. Yaşanan tüm bu olumsuz olaylar güven duygunuzu zedelememelidir.
Bu sizin değil karşı tarafın acizliğinden kaynaklıdır. Ama fark ettiğiniz
an yapacağınız seçimler sizindir. Böyle bir durum karşısında takınacağınız
tavır sizin seçiminizdir. Bu da karşı tarafın suçu değildir.
Yaşadıklarımızın
hiçbiri bir anda olmaz. Öncesinde hep sinyaller verir. Biz bu sinyalleri ya
görmeyiz ya da görsek bile bilinçli olarak fark edemeyiz. Fark ettiğimiz zaman
ise artık geç olmuş ve ipler kopmuştur. İpin inceldiğini gördüğünüz anda
müdahale etmek en güzelidir ama ola ki koptuktan sonra fark ettiniz en fazla
poponuzun üstüne düşersiniz. Düştüğünüz yerde kalmak ve mızmızlanmak ya da
kalkıp poponuza bulaşan tozları temizleyip yolunuza devam etmek yine sizin
seçiminizdir.
Size
tavsiyem problemlerinizi sadece hemcinsleriniz ile değil, karşı cinsten
dostlarınızla da konuşun. Kadın kadına, erkek erkeğe gaz vermekten başka bir
şey yapmıyor. Gecenin sonunda ya sarhoş ya da daha çok öfkeli
oluyorsunuz. Ama karşı cinsten güvenebileceğiniz dostlarınızla konuşmak
her zaman daha verimli olur ve büyük resmi görmenizi sağlar.
Sizlere son
tavsiyem ne yaşamış olursanız olun asla Aşk’tan vazgeçmeyin…
Aşkınızı
karşı tarafa sunmaktan korkmayın. Karşı taraf bunun kıymetini bilir ya da
bilmez, bu durum sizi de ilgilendirmez. O karşı tarafın problemidir ve sizi
değersizleştirmez. Siz kendinizi eksiltmeden aşkınızı
yaşamaya devam edin. Çünkü yaşadığınız aşk sizin, özünüz ile yaşadığınız
aşkın başka bir bedende vücut bulmuş halidir. Karşı taraf sadece sizin aşkınızın
bir yansımasıdır. Özünüzün aynasıdır. Kendimizi keşfetmek için aşktan daha
güzel bir yol bilen varsa bana da anlatsın…
Osho’nun
dediği gibi;
“Aşk
dünyadaki en iyileştirici güçtür. Hiçbir şey ondan daha derin değildir. O
yalnızca vücudunu, zihnini iyileştirmekle kalmaz, ruhunu da iyileştirir. Senin
gerçek var oluşun aşk ile gelişir.”
Ortak
bilince katkısı olması dileği ile…
Ne Haliniz
Varsa Gülün…
Sevgiyle ve
Aşk ile kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder